D Ö N Ü Ş Ü M Bir kişinin, dönüştürme işlemini gerçekleştirmeye muktedir bir kurtadam tarafından bir kez ısırılması dönüşüm geçirmesi için yeterlidir ve bu kişi artık bir kurtadam yahut kurtkadın olur. Kurtlar, dolunayın ortaya çıktığı andan itibaren engellenemeyecek bir dönüşüm geçirir. Dolunayın, hava kararmadan önce ortaya çıkması halinde de dönüşüm gerçekleşecektir. Ancak ısırığın alındığı vakit dönüşüm süreci başlamamaktadır, bunun sebebi kurtlara has özelliklerin yeni bedene aşılanmakta olmasıdır. İlk dönüşüm, ısırıldıktan sonraki ilk dolunayda ortaya çıkacaktır. Yeni ısırılmış kurtlar dönüşümleri esnasında fazlasıyla acı çeker, bu acının kaynağı vücutlarının deneyimlemekte oldukları anatomik değişime uyum sağlayamamış olmasıdır. Birkaç dolunaydan sonra, vücut bu yeni duruma ayak uydurduğu için acı hissi ortadan kalkmaktadır.
B E S L E N M EKurtların dönüşüm sonrasında organlarının işlevleri değişmediği için özel kabul edilebilecek bir beslenme şekilleri yoktur. Vücutlarının yaşamsal fonksiyonlarını yerine getirmelerini sağlayacak enerjiyi almaları yeterlidir. Ancak kurtların çoğu kendilerini daha güçlü ve sağlıklı hissetmelerini sağladığı et ağırlıklı beslenmeyi tercih ederler. Daha fazla protein içerdiği için eti çiğ olarak yemek daha çok tercih edilmektedir.
G Ö R Ü N Ü ŞKurtlar görünüm itibariyle iki bacakları üzerinde durabilen, insan formundan daha uzun ve daha iri, çehreleri tamamen kurt özelliklerine sahip yaratıklardır. Kürklerinin rengi genel olarak gri ve siyah arasında olmakla birlikte, bu renklendirme değişiklik gösterebilmektedir. Kurtların gözleri dönüşüm esnasında, insan formundaki göz renklerinden ayrılarak koyu altın rengine bürünür.İris rengindeki bu değişimin nedeni, vampirlerinkilerle aynıdır.
Yeni beslenen bir vampir ılık ve yumuşak bir tene sahip olabilir.
F İ Z İ K S E L G E T İ R İKurtların metabolizması, normal insanların metabolizmasından iki kat daha hızlı çalışmaktadır. Bu nedenle düzenli beslenemedikleri takdirde bedenleri zayıf düşer.
Duyu organlarındaki hassasiyet kurt formunda daha keskindir, dolunay dönemi yaklaştıkça bu keskinlik daha da artmaktadır. Yeni dönüşmüş kurtların bu aşırı uyaracılara maruz kalması sonucunda rahatsızlık duymalarına sebebiyet verecek kadar.
Kurtlar metabolizmalarına bağlı olarak insanlardan daha çabuk iyileşirler ancak bu iyileşme süreci vampirlerin iyileşme süreci kadar hızlı değildir.
Soğuğa karşı dayanıklı olmalarına rağmen sıcağa tahammül edemezler. Kurtların her iki formda da vücut sıcaklığı yaklaşık değeriyle 37.5 derecedir.
Kurtlar dolunay dönemi içinde, dişilerinin çağrılarına karşı çok daha açık olmaktadırlar. Ancak buradaki dişiden kast edilen, kurt formundaki bir dişidir. İnsanlar ve vampirlerin kokusu kurtadamları etkileyememektedir.
Dolunay gecesinde bir kurt maksimum gücüne ulaşır ve onu durdurabilmek neredeyse imkansızdır. Ancak bu güç, kurt formunda oldukları süreyle kısıtlıdır. İnsan formundayken olan güçleri kendilerini ne kadar geliştirdiklerine bağlıdır.
R U H S A L G E T İ R İKurtlar dolunay dönemleri yaklaştıkça, hormonal seviyelerinde görünen ani değişimler sebebiyle son derece dengesiz bir ruh haline sahip olurlar. Aşırı öfke duyabilecekleri gibi, melankoli veya mani hallerine de sahip olabilirler; bu her kurtta farklılık göstermektedir. Bunun yanısıra ruh hallerine bağlı olarak, hallüsinasyon veya sanrılar görmeleri de mümkündür.
Dönüşüm esnasında kurt bilinci ortaya çıktığından insan bilinci geri planda kalır. Bu sebepten ötürü, kurtlar dolunay gecelerinde neler yaşadıklarını hatırlamamaktadır. Çeşitli materyaller sayesinde bilinçli olarak dönüşen kurt ise aynı hatıralarına sahiptir çünkü insan bilinci en az kurt bilinci kadar baskındır.
Kurtlar içgüdüklerine bağlı olarak sürü içinde yaşamaya daha uygun bir ırktır. Sürüden ayrı yaşayan ya da sürüsünü reddeden kurtlar, sürü hiyerarşisini benimsemiş kurtlara oranla daha güçsüzdür.
Kurtlar bir sürüye dahil olsun ya da olmasın, bir hiyerarşi sistemi içinde olma ihtiyacı hisseder. İnsan formunda olduklarından daha fazla iletişime geçmeye meyillidirler.
Y O K E D İ L M E & Z A Y I F L I K L A RKurtları da insanlar gibi öldürülebilmek mümkündür. Çünkü bu ırk da lanetli ırklar arasında sayılsa da, yaşadıkları dönüşüm lanetliden ziyade daha organik etmenler içermektedir. Fakat, kesin bir ölüm tercih ediliyorsa gümüş kurşun kullanmak daha etkili olacaktır. Gümüşün lanet kırıcı özelliği onları da etkilemektedir.
Affedilemez lanetler adıyla anılan büyülerin hepsi kurtların üzerinde etki yaratmaktadır.
Düşük etkiye sahip zehirler, kurtları öldürmez sadece hastalanmalarına sebep olur. Kurtların vücudu bu tip zehirleri absorbe edebilmektedir. Ancak, yüksek etkiye sahip zehirler de bu durum söz konusu değildir.
Kurtlar sıcak havadan insanlardan çok daha fazla etkilendiği için çarpıntı, kalp krizi, hipotansiyon ya da hipertansiyon ve beyin kanaması gibi ölümcül olabilecek rahatsızlıklar yaşayabilirler.
K U R T A D A M T O P L U M USürü: Aynı kurt tarafından dönüştürülen kurtlardan oluşan topluluğa verilen genel addır. Sosyolojik açıdan ele alındıklarında klan kelimesini kullanmak da mümkündür. Sürüdeki hiyerarşi göz önüne alındığında çoğu kurt birbiriyle eşit hak ve yükümlülüklere sahiptir. Sürüdeki kurtlar genellikle birlikte yaşamayı tercih etmekle birlikte, birbirlerine yakın olmak kaydıyla ayrı bölgelerde de yaşayabilirler.
Alfa: En basit anlamıyla sürünün lideridir. Alfa bütün sürüden tek başına sorumludur ve bu sorumluluğun neticesinde, uygulanacak bütün kararları kendi başına alma yetkisine de sahiptir. Sürünün alfası aynı zaman sürünün kanun koyucusudur. Sürüdeki kurtlar onun belirlemiş olduğu kanunlara riayet etmekle yükümlüdür, alfa ona karşı gelenleri cezalandırmakta serbesttir.
Lupa: Alfanın eşidir ve sürüdeki kurtların gözünde bir "anne"dir. Lupanın görevi sürüdeki kurtların arasındaki barışı sağlamak ve bir anneymiş gibi sorunlarını çözüme kavuşturmaktır. Bu düsturu yüzünden alfadan ayrılmaktadır.
Sürülerde genel -geçer olarak adlandırılabilecek kurallardan bazıları şunlardır;Gerekçesi olmadığı sürece bir kurdun başka bir kurda saldırması yasaktır. Bu kural geniş yorumlanmalı ve başka sürülerdeki kurtları da kapsadığı dikkate alınmalıdır.
İnsanlara ve vampirlere saldırmak konusundaki karar alfa tarafından verilecektir.
Alfa cezanın türü ve süresi konusunda serbest olmakta birlikte, kurdun işlediği suçla orantılı bir hüküm vermesi sürünün refahı açısından değerlendirildiğinde uygun bir tutum olacaktır.
Bir kurdun sürüden atılması kural olarak mümkündür ve bu kararı alabilecek tek kişi alfadır. Bir kurt üzerine atılı on suçtan hepsinde suçlu olduğu ispat edilirse, cezasını çektikten sonra sürüden uzaklaştırılır.
Sürüden atılan kurt, bir daha sürüsüne geri dönemeyeceği gibi bir başka sürüye de katılamaz. Uzaklaştırılmış bir kurdu sürüsüne kabul edilen alfa da suçlu kabul edilir.
Alfaların değişimi sadece kan yoluyla mümkün kılınmıştır. Alfalık hakkı devredilemez, satılamaz , geri alınamaz ve yok sayılamaz. Bu yolla elde edilmeye çalışan alfalık hakkı geçersizdir.
İksir kullanmak ya da büyü kullanmak suretiyle dönüşümü engellemek, dönüşümü geciktirmek ya da belirli organların dönüşümüne engel olarak dönüşümü kısıtlamak yasaktır. Ancak alfa kendi isteği doğrultusunda bu yasağı uygulayıp uygulamama hakkını saklı tutar.
K Ö K E Nİlk kurtların nereden geldiği konusunda pek çok iddia bulunmaktadır. Üzerinde en fazla durulan ilk teoriye göre, ilk kurtlar Ortadoğu'dan bugün İran'ın kuzey bölgelerinde ortaya çıkmış, batı ve kuzey yönlerinde ilerlemişlerdir. Fakat kuzeyde geçirdikleri evrim sebebiyle sıcağa olan dayanıklılıklarını kaybetmişlerdir. İkinci teori ise ilk kurtların İskandinavya yarımadasından çıktığı ancak iklimin onların dahi yaşamasını imkansız kılacak şekilde soğuması karşısında daha güneye indiklerini öngörmektedir. Bu düşünceyi destekleyenler, kurtlara dair günümüze gelmeyi başarmış pek çok mitin bu sözü geçen bölge ve daha güneyinde kalan yerleşim birimlerinde anlatılmış olmasını kanıt olarak göstermektedir. Her iki teorinin de sunduğu kanıtlar, somut olarak ispat edilmiş olmakla birlikte son birkaç yıldır yürütülen çalışmalar sonucunda kurtların iki teorinin de sadece bir devam niteliği taşıyabileceği de gündeme gelmiştir. Henüz doğruluğu kanıtlanmamış olsa da, ilk kurtların Orta Asya bölgesinden geldiği ancak yaşamın giderek klimatolojik ve siyasi açıdan zorlaşması sebebiyle batıya, kuzeye ve güneye göç etmiş oldukları, kuzeyde gerçekten bir evrim geçirerek bugünkü kurt formuna ulaştıkları düşünülmektedir.